22 Şubat 2011 Salı

KAHRAMAN TÜRK KADINLARI ORATORYOSU

LİBRETTO
BİRİNCİ BÖLÜM

YIL 1919 VATANIMIZIN İŞGALİ

ORKESTRA ve KORO

ONLAR
Onlar ki toprakta karınca,
suda balık,
havada kuş kadar
çokturlar;

korkak,
cesur,
cahil
hakim
ve çocukturlar

ve kahreden
yaratan ki onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır.
Nazım Hikmet




Anlatıcı:


22 Mayıs 1919’da Kadıköy mitingi Münevver Saime Hanım:

<<-- Heyecanlarımız, kanlarımız söndürülse bile, göğsümüzde milliyetten yapılmış bir kalp var ki; onda yabancının, bir düşmanın ne ihtirası nede korkusu yaşar. Onun semasını kaplayan ancak istiklal havasıdır. Ben kendimi hürriyeti gasp edilmiş bir milletin kızı sayarak, istiklalime nasıl yürüyeceğimi söyleyeceğim. Bu beyanatım kollarımızı bağlamak isteyenler için şayan-ı dikkat olmalı. Oğlum bana: <<-- Ben neyim? >> diye ilk sorduğu gün, ona semalardan haykıran bir melek gibi.

<<-- Büyük tarihli bir Türk’sün!.. >> diye hitap edeceğim.
Bu ses onun ruhunda ne fırtınalar koparacak!.. Ninnisini söylerken bugünleri yanık bir sesle ruhuna sindireceğim. Ona büyük Türk ırkının şarkılarını söyleyeceğim. Kundağına şanlı mimarlarımızın yaptığı abideleri işleyeceğim. Masallarda kendisine Fatih’leri Yavuz’ları anlatacağım. Mendilinde, kitabında, cüzdanında, fesinde hep İzmir’i görecek!.. O’na babamdan kalan altın kakmalı kılıcı, rafta sarılı duran bayrağı bir miras olarak vereceğim ve kulağına gizli bir vasiyet söyleyeceğim. İşte o günden itibaren galiplerin ayaklarımıza taktığı zincirler çözülmeye mahkûmdur. Çünkü o gün oğlumun kalbine ektiğim hürriyet çiçeği açacak, müthiş bir isyan olarak tuğyan edecektir. Sulhu müebbet düşünenler, bize indirilecek darbenin aksisedası yarınki insanlığın sükûnetini bozacaktır.

Az söylemek, çok iş yapmak zamanı gelmiştir. Biz yalnız ağlıyoruz. Ağlamakla kazanılacak, hıçkırıklarımızı işitecek bir kalp yoktur. Teşkilata, nihayet fiiliyata başlamak lazımdır. >>

Sertab,Zara,Aytül Terzett

YURDUM
1917 senesinde
Topraklarında doğmuşum.
Anamdan emdiğim süt
Çeşmenden tarlandan gelmiş.
Emmilerim hudutlarında
Senin için döğüşürken ölmüşler.
Kalelerin burcunda
Uçurtma uçurmuşum,
Çimmişim derelerinde.
Bir andız fidanı gibi büyümüşüm.
Topraklarının üstünde.

Koca koca kamyonlara binmişim.
Daha büyük şehirlerine
Okumaya gitmişim.
Eşkiyalar yolumu kesmiş,
Alacak şey bulamamışlar.
Topraklarının üstünde
Top oynamış, aşık olmuş, düşünmüş,
Ahbap edinmişim.

Kederlendiğim günler olmuş
Naçar dolaşmışım sokaklarında,
Sevinçli günlerim olmuş
Başım havalarda gezmişim.
Bağrımı açıp ılgın ılgın
Esen serin rüzgarlarına,
İlk defa kıyılarından
Denizi seyretmişim.
Issız çorak ovalarında
Günlerce yolculuk etmişim.

Ağladığım senin içindir
Güldüğüm senin için
Öpüp başıma koyduğum
Ekmek gibisin.



- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Yurdum (Cahit Külebi)

VATAN( Koro ve Orkestra için )

Koro
Feda olsun sana canım

Uğrunda dökülsün kanım

Cennet’ten güzel vatanım

Sana bin canla kurbanım

Baharın cana can katar

Yürekten kaygılar atar

Ecdadım koynunda yatar

Sana bin can kurbanım

Anlatıcı:

Bu dağlarda biz yaşarız, bu dağlar bizim dağlarımız

Namusumuz temiz, bayrağımız hür

Analarımız, karımız, kızımız, kısrağımız

Burada erkekçe dövüşür

Hep senden yanadır çektiğim kahır

Bu senin ülkende, senin gölgende

Düşmesin kara kalpaklar, kirlenmesin duvaklar

Korkum yok ölümden yana

Koro
Günler feda güneşine

Güler kurban ateşine

Hiç rastlamadım eşine

Anam kadar kıymatlısın

Yavrularımdan tatlısın

Gönülden sen kanatlısın

Sana bin can kurbanım

Bu gök, bu toprak, bu deniz

Nerde var bu güneşli iz

Hiçbir şey yok senden aziz

Sana bin canla kurbanım

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Vatan (Halide N. Zorlutuna)


İKİNCİ BÖLÜM


ORKESTRA ve KORO


Anlatıcı:

Asri Kadınlar bildirisi – 16 Mayıs 1919

1919 yılı bir kâbus gibi

Gönülden yaralandık

Hepimiz bir nefes, bir yürek olduk

Hepimiz haykırıyoruz

Sesimizi dertli vatanımıza duyurmak

Nefesimizle düşmanı yakmak istiyoruz

Anlatıcı:

10 Mayıs 1919 Fatih Mitingi – 23 Mayıs 1919 Sultanahmet Mitingi “H. Edip Adıvar”

Bahtı kara memleketimin zulüm gören insanları

Şanlı tarihimizin en karanlık günleri

Kahraman ve yüce ruhlu milletim

Yaşadıklarımız, karanlık bir gece

Her gecenin bir sabahı vardır

Bu ses halkımın göklere doğru yükselen asil sesidir

Benimle beraber yemin ediniz

Kutsal topraklarımıza,

Bayrağımıza,

Atalarımızın mirasına asla ihanet etmeyeceğiz

Canımız, malımız, kanımız bu uğurda helaldir

ORKESTRA


Ayşe Hanım ın Aryası

Eşimi Balkan harbinde kaybettim

Aydın’da Yunanla savaştım

Büyük oğlumu şehit verdim

İnönün’de savaştım

Küçük oğlumu da şehit verdim

Sakaryada yaralandım

Vatanıma canım feda olsun

Kara Fatmanın Aryası Zara, Mızıka Çalındı

Mızıka çalındı düğün mü sandın

Al beyaz bayrağı gelin mi sandın
Yemene gideni gelir mi sandın

Tez gel ağam tez gel dayanamirem

Uyku gaflet basmış uyanamirem

Ağam öldüğüne (ey ey ey) inanamirem


Ağamı yollarlar Yemen eline

Çifte tabancayı takmış beline

Ayrılmak olur mu yeni geline

Tez gel ağam tez gel dayanamirem

Uyku gaflet basmış uyanamirem

Ağam öldüğüne (ey ey ey) inanamirem



Ben Kara Fatma’yım Erzurumluyum

Müfrezemle birlikte dağlarda savaştım

Eşleri şehit olanlarla Balkanda çarpıştım

Dünya savaşında ilk saflardaydım

Vatanıma canım feda olsun

Vatanıma canım feda olsun


Şerife Bacı nın Aryası Sertab Erener

Ben gelin Şerife’yim

21 yaşındayım

Eşimi Çanakkale’de şehit verdim

Biricik varlığım Elif

Köydeki yetimlerin sütannesiyim

Gelinler hayata küsmüş, umutları solmuştu

Her haneden bir kağnı İnebolu’ya gidecek

Milletimizin hayat hakkı için

Görev düşmüştü bizlere

Bu vatan bizimdi

Elifler bizimdi

Surlarında esen rüzgar hepimizindi


Cuma günü

İnebolu’dan 80 kağnı ile Kastamonu’ya yola çıktık

Elif’le beraber

Öküzler kağnıyı çekiyor

Kar yağıyordu

Kara öküzü ittiriyordum

Ilgaz dağı çilenin harman olduğu yer

Kastamonu kışlasının önündeyim

Donmaktayım, sesim kısılıyor

Elif bağırıyor

Bu vatan bizimdi

Elifler bizimdi

Surlarında esen rüzgar hepimizindi


Anlatıcı

Söğüt’ün Akgünlü köyünden Mehmet oğlu Hüseyin’in Annesi
Hüseyin’im aslan oğlum

Dayın Sıpka’da

Baban Dömeke’de

Ağaların da 8 ay evvel Çanakkale’de

Şehit düştüler

Bak son yongam sensin

Minareden ezan sesi kesilecekse

Camilerin kandilleri sönecekse

Öl de köye dönme

Yolun Sıpka’ya düşerse dayının ruhuna bir fatiha oku

Haydi oğul Allah yolunu açık etsin

Koro Solistler ve Orkestra

Bu vatan bizimdi

Elifler bizimdi

Surlarında esen rüzgar hepimizindi


ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

KAHRAMAN TÜRK KADINLARI


KORAL ( Orkestra ve koro için )

Kahraman Türk kadını;

Omuzlarımız üstünde göklere kadar

Yükselmeye layıksın

Dünyada hiçbir milletin kadını “Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluş ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar himmet gösterdim” diyemez.(Mustafa Kemal Atatürk)

Anlatıcı
Hamdullah Suphi Bey'in 10 Eylül 1922 günü Eski Meclis Binası önünden kadınlarımızı hedef alan konuşması."
Hanımlar,

Bu kadar acıdan sonra, bu kadar ayrılıktan sonra, yan yana çektiğimiz bu kadar hasretten sonra, kurtuluş günleri geldi. Siz bu kurtuluş günlerini bize kazandıran aziz şehitlerin, gazilerin anaları, arkadaşları, kız kardeşleri! Artık sevinin, sevinmek hakkınızdır, bayram edin, en büyük bayrama erdiniz, büyük bayramınız mübarek olsun.

Anadolu kadınları,

Bu gaza diyârında, bin seneden beri, ateş ve cenk yerlerine oğullarını koşturan Anadolu kadınları, bin senedir oğulları dâima uzak yerlerde ölen, yetiştirdikleri oğulların mezarları nerededir bilmeyen Anadolu kadınları! Kurtuluş günleri, kavuşma günleri geldi. Sevinin, bayram edin.

Cihan Harbinden beri ardı arası gelmeyen bir cenk için, ağızdan bir şikâyet sözü çıkmadan, nesi varsa hepsini veren Anadolu kadınları! Erkekleri kan ve ateş yerlerinde savaşırken; uzak denizlerin kıyılarından orta yaylalara doğru, günlerce haftalarca çıplak ayakları giyimsiz sırtlarıyla kurşunları, top mermilerini taşıyan Anadolu kadınları! Batıda, Doğuda, kıblede, bütün cephelerin arkasında memleketi işleten, tarlaları yeşerten, sayısız yetim çocukları yetiştiren, büyüten sensin, ey Anadolu kadını!

Sırası gelince cephaneyi, yaralıyı taşımak sana yetmedi, silaha sen de sarıldın, düşman önünde sen de nöbet bekledin, ateşlere sen de girdin, sen de gaza ettin. “Erkek arslan arslan olur da, dişi arslan arslan olmaz mı?” diyen sensin. Erkeğinle beraber zafere erdirdiğin gazan mübarek olsun. Zafere eren gazanın büyük bayramı mübarek olsun.

VATAN REPRİSE

FİNAL